Hasarlı Bilgiler

Hasarsız bilgiler kitaplarda...

8 Aralık 2010

Aklıma gelmişken

Gregory house gibiyim bu aralar biri birşey diyor aklıma on tane şey geliyor. Haliyle aklımdaki on şeyi düşünürken şimdiki zaman akıp gidiyor, anlatılanları algılama seviyem düşüyor saçmalamaya başlıyorum. Arkadaşlar arasında bu tarz durumlarda mala bağlama diye bi tabir kullanırız. Mala bağlamanın hafif ucundan yakaladı mı arkadaşlar öyle bi sokarlar ki o mal durumuna kurtuluşunuz futbol ya da başka birinin gafı olabilir ancak, kadın muhabbeti bile kurtaramaz. Ortalık malı yaparlar tüm gün, hayatlarının son günü gibi eğlenir coşarlar.

Bugünkü aralarda sohbet ederken ortalık malı olmamdan önceki muhabbette; kısmetse evlenecek bir arkadaşa, kız kısmısı çekiştiriliyor. (söylemeden geçemeyeceğim:Öküz arkadaşımız ağırdan satıyorum diye müstakbel kayınpederini bayramda aramamıştı :))
Fedakarlıktan falan bahsediyoruz. Mecnun Leylası için neler yaptı ki dendi sonra yaptıklarınının adına aşk denildi. Sonra diğer açıdan baktık ulan Leyla neler yaptı diye, biz hatırlayamadık. Leyla sadece beklemişmiydi acaba?
Mecnun dünyadaki herhangi bir kadın için dağları delse aç susuz kalsa o kadın Mecnun'u mutlu ederdi. Leyla herhangi bir kadını temsil eden dişi kişilikten farklı değildi bize göre...O yüzden bir aşk hikayesiydi ama Leyla nın ismi fazlalıktı
Mecnun ve herhangibir kadın
Mecnun ve noname
Mecnun ve no.9
Mecnun ve trinity

Leyla bekleyip başkasına gitmedi! Aslında kızların yaptığı en büyük fedakarlık dimi?
Hep denir ne doktorlar istedi mühendisler istedi gitmedim. Vayy be fedakarlığa bak. Bununla tehdit ediliyoruz.
Sadece beklemek... Diğer bir deyişle erkeğinin arkasında durmuş oluyor bu da en büyük fedakarlık 2 olsa gerek.

Bir filmden alıntı aklıma geldi. Yaşlı adama soruyorlar senin hayatında hiçbir kadın olmadı mı? Senin yaşındakiler evlenmiş ve çocuk yapmış oluyorlar. Adam cevap veriyor: Bütün evde kalmış erkeklerin hikayesiyle aynı benimkisi de. Tabii ki aşık olduğum biri vardı,deliler gibi aşıktık birbirimize, onu çok beklettim o da başkasına vardı.

Biz erkekler aceleci davranmazsak kuş uçuyor yuvadan! Birileri kapıveriyor...

Sonra daldığım kısımda ben 12 Eylül dönemini düşündüm. Ülkeyi terk etmek zorunda kalan aydınların, siyasetçilerin sadece erkekler olması dikkatimi çekmişti.(Bu erkeklerin kimisi ölümden kaçmıştı, kimisi ise daha güzel bir yaşam için sıvışmıştı) Elini taşın altına sokabilecek bir kadın yok muydu o zamanlar? Haksızlığın karşısında tek bir kadın bile duramamışmıydı? Fiziksel olarak yetersiz olan kadınlar, zihin meydanında da zihinlerini kullanamamışlardı. Haksızlık karşısında susmak suçtu değil mi anne?

Aslında ülkemizin sorunu kadınların yeteri eğitim almasını engelleyen erkeklerin onlardan sadece beklemelerini sadık kalmalarını beklemesi. Bu durumda kadının sınırları çizilmiş oluyor. Bunun dışına çıkan, çıkmaya çalışan bir kadın çevre tarafından hor görülüyor, arkasından konuşuluyor, laf ediliyor, laf sokuluyor, engelleniyor.

0 yorum:

Yorum Gönder